Pek çok kişi yaşamının en az bir döneminde takıntılı düşüncelerin yarattığı sıkıntılardan şikayetçi olmaktadır. Bazen takıntılı düşünceler o kadar yoğunlaşabilir ki kişinin günlük hayatını, okul ya da iş yaşantısını veya kişisel ilişkilerini engelleyecek boyutlara varabilir.
Kişinin zihni devamlı olarak takıldığı konuları evirip çevirmekle meşgul olabilir ve kişi sürekli bu konularda tedbir alıcı davranışlar sergileme doğrultusunda yoğun bir baskı ve zorlanma hissedebilir. Örneğin yaptıklarını kontrol etmeyi, temizliği, düzenlemeyi veya zihninden başkalarıyla sürdürdüğü konuşmaları bir türlü bitiremeyebilir. İçinde bulunduğu ana odaklanamaz ve durumu gerçekçi bir şekilde değerlendiremez. Böylesi durumlar bireyin bir uzman desteğinden yararlanma gerekliliğine işaret edebilir.
Danışmanlık sürecinde bireyin takıldığı konularla ilgili duygusal ihtiyaçlarının fark edilmesi amaçlanır. Ayrıca sürekli tedbir alarak veya kontrol ederek kendini nasıl hissetmeye çalıştığı, hangi duygulardan korunmaya çalıştığı, bu duyguların geçmişteki ne gibi yaşantılardan kaynaklanıyor olabileceği gibi konularda farkındalık geliştirilebilir.
Bununla birlikte kişinin yeni başa çıkma yolları geliştirebilmesi üzerinde çalışılabilir.